- Aşk 101 kadrosuna nasıl dahil oldunuz? Süreci sizden dineyelim…
İlk etapta Aşk 101 dizisinin senaryosunu okuduğumda projeye karşı duyduğum heyecan başlamış oldu. Sonrasında ise Ahmet Katıksız’ın yöneteceğini öğrendim ve böylelikle benim için durum iyice pekişti. Hemen çalışmalara başladım ve güzel bir motivasyonla ekibe dahil oldum.
- Bir proje geldiğinde kime danışırsınız, akıl hocanız var mıdır iş konusunda ya da özel hayatınızda?
Bir projeye yaklaşımım ilk aşamada belirtilen karaktere ve genel hikayeye neler katabileceğimi değerlendirme süreciyle başlar. Çalışma arkadaşlarımla birlikte gerekli istişareler sonrası yakın çevremin de fikrini almayı önemserim. Mesela benim için çok değerli olan bir büyüğüm Kültür Tarihi eğitmeni Ahmet Cemal’e danışırdım fakat maalesef bir süre önce kendisini kaybettim.
- Başınız sağ olsun. Dizide Sinan, umursamaz, vurdumduymaz, dünya yansa kılını kıpırdatmayacak, biraz soğuk bir tip ama aslında bunun sebebi içine kapanık ve yalnız bırakılmış olması. Okuldan atılma endişesi taşıyor ancak diğer yandan da çok kitap okuyor, felsefeye meraklı. Karakterle benzeştiğiniz ve farklılaştığınız noktalar neler? Siz nasıl bir öğrenciydiniz lisedeyken?
Ben de lise döneminde pek çalışkan bir öğrenci değildim. Sistemi sorgulayan bir öğrenciydim bile denebilir hatta. Gelişim çağındaki bir bireyin yalnızca okuldan alacağı eğitimle hayata hazır olacağına hiçbir zaman inanmadım. Bunların yanı sıra yalnızlığı severim bu açıdan benziyor olabiliriz.
- İşletme okurken oyunculuğa başladınız ve yarım kaldı okul. Geri dönmek gibi bir hayaliniz olduğunu biliyorum. İşletmeye mi dönersiniz yoksa hayalinizde başka bir bölüm mü var?
İşletme okumak gibi bir hayalim önceden de yoktu hala daha yok. Ama bana çok şey kattığını söyleyebilirim. Günlük hayatta beklenmedik problemleri çözmemde çok yardımcı oluyor. Ancak geri döneceğim zaman kendime yeni bir hedef belirledim. Felsefe ya da psikoloji alanında eğitim almak istiyorum.
- Sinan hasta dedesine bakıyor dizide. Sizin için aile ne ifade eder hayatta?
Ailem benim her şeyim. En değer verdiklerim, uğruna her şeyi feda edebileceklerim. İyi ki varlar. Ayrıca Sinan’ın o yönünü çok seviyorum. Ne kadar umursamaz olsa da sevdiklerini yarı yolda bırakmıyor. Elinden ne gelirse yapıyor.
- Alkol problemi olan birini canlandırmanın zorlayıcı bir yanı olup olmadığını merak ediyorum…
Açıkçası ben o açıdan çok zorlanmadım.
- Sektörde okullular ve alaylılar arasında bir gerilim, bir tür rekabet var mı?
Ben henüz karşılaşmadım. Tabii ki bu konuda çok konuşuluyor. En yakın arkadaşım Can Atak okullu. “Kardeşim, sen okullusun, yaparsın,” tarzında şakalar yapıyoruz. Bunun bir problem ya da rekabet yaratması okullu veya alaylı kişinin kişisel problemi olabilir ancak.
- Afra Saraçoğlu’yla bir süredir devam eden güzel bir ilişkiniz var. Sizce iyi bir ilişkinin sırları neler?
Sevgi ve saygı diyebilirim. Birbirini anlamak ve saygı göstermek. Zaten bunlar varsa ilişkinizde yoluna koyamayacağınız şey yok.
- Nelerden besleniyorsunuz hayatta? Okuduğunuz son kitap, izlediğiniz son dizi ve film nelerdir?
İnsanlardan ve davranışlarından besleniyorum. Malum virüs yüzünden zamanımı evde film, dizi, oyun ve kitapla geçiyorum. En son bitirdiğim dizi Netflix Unorthodox. Gerçekten çok güzel bir iş. Film olarak yine Netflix’ten The King. Kitap olarak en son Viktor Emil Frankl İnsanın Anlam Arayışı’nı bitirdim. Aslında kitapta anlatılan psikoloji şu an yaşadığımız olaylarla çok örtüşüyor.
- Evdeyken nasıl zaman geçiriyorsunuz?
İki kedim var. Onlarla ilgileniyorum. Film, dizi, kitap ve oyunla zamanımı geçiyorum. Ayrıca temizlik ve yemek yapmak da var tabii.
- Modayla aranız nasıldır? Nasıl parçaların içinde kendinizi rahat hissediyorsunuz?
Modayı çok takip etmiyorum. Siyah jean favorim. Üstüne ne giyersem giyeyim siyah jean giymediğim zaman kendimi rahatsız hissediyorum.
- Kiminle alışverişe çıkarsınız? İmajınız söz konusu olduğunda kimin fikirlerine güvenirsiniz?
Kız arkadaşımla. Onun zevkine güveniyorum.
Röportaj: Ceren Arseven
